Temmuz 27, 2025 6:39 am
Hakkari'de evinin yanındaki tepeye diktiği direkte 39 yıldır Türk bayrağını dalgalandırıyor

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yaşayan eski muhtar Seyit Tahir Öztepe, evinin yanındaki tepeye diktiği direkte 39 yıldır Türk bayrağını dalgalandırıyor. İlçeye 17 kilometre mesafedeki Suüstü köyünün eski muhtarı Öztepe, 1984'te evinin yanında bulunan ve köyün her noktasından görülen tepenin zirvesine diktiği direkte Türk bayrağını göndere çekti. Yıllarca birlikte bayrak nöbeti tuttuğu Türkiye'nin ilk kadın korucularından olan eşi Gülşen Öztepe'yi 9,5 ay önce kaybeden 7 çocuk babası Öztepe, nöbetini tek başına sürdürmeye devam ediyor. ( Ulaş Güven - Anadolu Ajansı )

Abdülhamid Han Kültür Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı’dan Kamuoyuna Açıklama

Milletimiz, tarih boyunca nice ihanetlere, darbeye, kumpasa ve provokasyona maruz kalmıştır. Ancak her seferinde ferasetle, imanla, birlik ve vakar içinde bu oyunları bozmuş; istiklâline ve devletine sahip çıkmıştır. Bugün de benzer bir senaryonun yeniden sahneye konulmaya çalışıldığını üzülerek, ancak dikkatle takip ediyoruz.

Son olarak Leman Dergisi üzerinden yapılan ve İslam’a, toplumsal değerlere ve siyasal iktidara açık bir saldırı niteliği taşıyan yayın, basit bir “mizah” değildir. Bu, çok daha derin bir operasyonun, kaos planının tetikleyici bir parçasıdır. Amaç; halkı tahrik etmek, sokaklara dökmek, kardeşi kardeşe kırdırmak ve tıpkı 15 Temmuz 2016’da olduğu gibi millet iradesini tankla, tüfekle ezmeye çalışmaktır.

“KARANLIK SENARYOLARI TANIYORUZ OYUNLARINI BOZACAĞIZ”
Bu tarz girişimlerin tarihi arka planı vardır ve millet olarak acı tecrübelerle sabittir:

🔹 31 Mart Vakası (1909):
Sultan II. Abdülhamid’e karşı “din elden gidiyor, şeriat istiyoruz” bahanesiyle sokaklara dökülen güruh, aslında dış mihrakların yönlendirdiği bir kargaşa planının parçasıydı. Neticesinde büyük bir karmaşa yaşanmış, bu durum bahane edilerek Sultan Abdülhamid tahttan indirilmişti. Ardından gelen süreçte Osmanlı’nın direnci kırılmış, parçalanma süreci hızlanmıştır. Bu bir halk hareketi gibi gösterilmiş ancak arkasında İngilizler, İttihatçılar ve yabancı lobiler bulunmuştur.

🔹 27 Mayıs 1960 Darbesi:
Seçimle iktidara gelmiş merhum Başbakan Adnan Menderes’e karşı “irtica hortladı” yalanıyla yapılan ilk askeri darbe, Türkiye’de milli iradeye indirilmiş ilk büyük darbedir. Sonuçta başbakan ve iki bakan idam edilmiştir. Provokasyonun tohumları basında atılmış, kamuoyu dezenformasyonla şekillendirilmiştir.

🔹 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi:
“İrtica geliyor, laiklik elden gidiyor” safsatası üzerinden yürütülen medya ve bürokrasi darbesiyle, seçilmiş hükümet devrilmiş, toplum mühendisliğine girişilmiştir. Bu süreçte başörtülü kadınlar üniversitelerden atılmış, imam hatipler kapatılmak istenmiştir.

🔹 15 Temmuz 2016 Hain Darbe Girişimi:
ABD destekli FETÖ terör örgütü eliyle gerçekleştirilen, tankların sokaklarda, uçakların göklerde olduğu ve Meclis’in dahi bombalandığı kara bir gecedir. Bu kalkışmayı da “din elden gidiyor, devlet kötü yönetiliyor” söylemleriyle perdelemeye çalıştılar. Ancak bu kez millet sokağa çıkarak, şehitler vererek darbecilerin oyununu bozdu.

“MİLLETİN İRADESİNE KARİKATÜRLE DARBE GİRİŞİMİ”
Bugün ise aynı karanlık eller, Leman Dergisi gibi medya araçlarını kullanarak yeni bir algı savaşı yürütmektedir. Tıpkı Abdülhamid Han’a karşı yürütülen “istibdat” kampanyaları gibi… Tıpkı Menderes’e, Erbakan’a, Erdoğan’a kurulan tuzaklar gibi…

Ama bu millet artık uyanıktır!

Bizler, 2200 yıllık Türk Devlet geleneğinin takipçileri olarak bu senaryoları çok iyi biliyoruz. “İleri görüşlülükle de Emperyalizm ve Siyonizm le dişe diş, kana kan mücadele eden düşmanını masada tanıyan” Abdülhamid Han’ın mücadelesini benimsiyoruz.Buradan ilan ediyoruz, hiç kimse milletimizi kardeş kavgasına sürükleyemeyecek, hiç kimse halkımızın imanını, vatan sevgisini, liderine bağlılığını provoke edemeyecek.

“GEÇMİŞİ UNUTMADIK, BU MİLLET TUZAĞA DÜŞMEYECEK”
Buradan açıkça ilan ediyoruz:
Toplumu kışkırtmaya yönelik her yayın, her karikatür, her çarpıtılmış söylem; bir milli güvenlik tehdidi olarak değerlendirilmelidir. Devletimiz bu tehditlerin farkında olmalı, medya üzerinden yapılan psikolojik harp operasyonlarına karşı gerekli tedbirleri gecikmeden almalıdır.

Biz, Abdülhamid Han Kültür Eğitim Derneği olarak bu mücadelede safımızı belirliyoruz: Milletin, devletin ve istiklalimizin yanındayız!

Tarihten ders alarak geleceğimizi inşa etmek zorundayız. Bugün sessiz kalırsak, yarın hep birlikte kaybederiz. Ama biz millet olarak kaybetmeyeceğiz!!!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir